Sana Gül Bahçesi Vadetmedim,salt gerçekliğin,yaşanmışlığın,kurgusal boşluğu ne denli doldurduğuna hayretle şahitlik edebileceğiniz nadir romanlardan biri.
Yazarın, akıl hastanesindeki demir parmaklıkları görünce "Gerçek,demir kadar çıplak ve soğuk." söylemini tüm roman boyunca bir demire dokunmuşçasına hissedeceğinizden eminim.
Akıl hastanesinin "öbür tarafındaki" okuyucuya "ben de bu taraftayım,aklı başında olanların (!) tarafında acaba bu taraftakiler ve de ben ne derece normalim ve kime göre fikrini sorgulayabileceğiniz düşünce fırtınası yaşayabileceğiniz bir roman.
İki dünyadan birini seçmeniz gerektiğinde ya da kendinizle ikilem yaşadığınızda size seçiminizde yardımcı olacak sihirli kelimeleri bu kitapta bulabilirsiniz: "umut ya da küçücük bir belki" Üst üste gelen darbelerden sendeleyip yere çökse bile gizli bir zil sesini duyunca yine kalkıp yeni darbelere hazırlanan iyileşme gücüne sahip hissetti kendini.Korku ve öfkeye karşı gelirse kazanacaktı ve öyle yaptı...
Kazanmak için bir sebebi olan bizlere örnek teşkil edebilecek derslerle dolu bazen de bunaltacak derecede "yeter bitsin artık bu işkence" dedirtecek kadar acıyı,hüznü ve halimize şükretmeyi öğretecek bir roman. Bir akıl hastanesindeki kısır döngünün sizi ne denli etkileyeceğini bu romanı okumadan asla öğrenemeyeceksiniz.
Yaşamı doğru yaşayan
ve suçla lekelenmeyen kişinin
ne Fas´ın kargılarına gereksinimi vardır
ne yaya ne de kılıflar dolusu zehirli oka
Ey Fuscus
Yaşamı,doğru yaşayabilmeniz dileklerimle
|